Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Eylül, 2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

AST - ÜST

Yattıkları yerler ayrı, Yedikleri yemekler ayrı, Bayrakları aynı. Kuaförleri ayrı, Koşu bantları ayrı, Vatanları aynı. Yemek takımları ayrı, Girdikleri tuvalet ayrı, Ettikleri yemin aynı. Kısa, uzun, subay, astsubay ayrı, Ölünce girdikleri toprak aynı.

...

Çarşambayı sel aldı, Benim yarimi el aldı, Sokmuşum bu dünyaya, Dibinde bir yudum Rakı kaldı.

MEZE

Rakının yanına gitmez lor peyniri, Böreklerdir onun yeri. Sen yap sevdiceğim farketmez, gelince yerim hem onu hem seni.

HUYSUZ İHTİYAR

Huysuz ihtiyar oldum Şu genç yaşımda, Hiçbir şeyi beğenmiyorum Bu cacık dünyada "İnsan yaşamadığı çağa özlem duyar mı?" der Altay Öktem, Kendisi duyarmış, Ben de duyuyorum. Neredesin Anne? Geri dönmek istiyorum!

ASKERDE NELER ÖĞRENDİM.

sabrı üniversite bitirmenin insanı adam etmediğini askere gitmenin de insanı adam etmediğini başçavuşun beygirinin cidden osurduğunu 6 ayın hiç de kısa olmadığını sabrı orman yangınıyla mücadelenin çok zor olduğunu çöküp kalkmayı ayakkabının topuğuna basmayı suyun kıymetini açlığı sabrı özgürlüğün değerini "bunu niye böyle yapıyoruz ki komutanım" dememeyi akabinde şınav vaziyeti almayı sabrı g3 piyade tüfeğini söküp takmayı ateş etmeyi niyazinin bok yoluna nasıl gittiğini yatmayı, kalkmayı, sürünmeyi koyun sürüsü gibi dolaşmayı bir angut yüzünden tüm bölüğün ceza aldığını sabrı malın her yerde mal olduğunu iki çavuşun birbirlerine yazdıkları manileri 165 er tane üniversite mezunu askere söyleterek eğlenmeye çalıştıklarını ve bundan da büyük keyif aldıklarını sabrı bağırmayana deli dendiğini "çök" ile "rahat otur" un farkını ağacın altında düşen yaprakları toplamayı kadın sesinin çok güzel olduğunu