Ana içeriğe atla

DEVİR ELEKTRİKLİ ARABA DEVRİ

Neden birden bire elektrikli arabalar piyasaya sürülmeye başlandı. Devlet neden destekliyor bunu. Çevrecilik manyağı olmadığımız zaten aşikar. Öyle olsa kaldırım kenarlarına fidanlar dikip onları odundan çitlerle insanlardan korumaya çalışmazdık zaten. Demek ki bu durum farklı bir durum. Olaya daha başından başlamak lazım. Tee Rahmetli Özal'a kadar gider bu iş. Nasıl mı? Ahanda böyle;

Treni kominizm simgesi olarak görüp ülkedeki tren yollarının gelişmesini durdurup, bununla birlikte sırf amerikan otomobillerinin satılması için yol yapımlarına ağırlık verdiler. Yollar yapıldı, otomobiller de geldi ama sürecek adam yok. Tutup ilkokul mezununa "dan!" diye ehliyet verdiler. Para yok! Kredi verdiler. Ne yapıp edip arabaları sattılar yani anlayacağınız. N oldu sonra, arabaları benzin istedi. Benzin sattılar, Petrol yani.Bu tezgah gayet güzel işledi taaki akıllı insanlar arabalara lpg taktırana kadar. Lpg daha ekonomik, daha çevreciydi ama ekonomik dengeleri biraz bozdu. Çünkü doğal gaz avrupa veya amerikadan gelmiyordu. Büyük çoğunluğu Rusya ve Azerbaycandan geliyordu. Aynı zamanda da artık biz de bir takım yedek parçayı üretebilme yetisine sahip olmuştuk. Adamların sürekli gelirleri bu konuda oldukça azaldığı içindir ki elektrikli arabalara hız vermişlerdir. Çevrecilikle filan alakası olduğunu zannetmiyorum. Onlardan alınan araba 10, 15 belki 20 sene kullanılabiliyor ama deposunu Rusya ve Azerbaycana akıtılan sıcak paralarda dolduruyoruz. Yeni teknoloji olması sebebiylede yedek aksamlarını üretemeyeceğimizden bize birde ordan geçireceklerine adım gibi eminim.

Sonuç olarak, para vererek aldığınız en ufak bir kibrit çöpünün parasının bile kimin cebine gittiğini bilin. Bilinçli tüketim, bilinçli birey, bilinçli ülke olalım!  

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

GULAŞ YOKTUR - KUL AŞI VARDIR!

Büyük bir tarihi ayıbı düzeltiyorum hemen. Hepimizin Macar mutfağından zannettiği gulaş çorbası esasında Osmanlı mutfağının icadıdır. Vakti zamanında bizimkiler Macaristan a sefere gittikleri sırada padişah askerlerini doyuracak ve besleyecek bir yemek yapılmasını emreder. Ustalar da bu leziz yemeği çıkarırlar. Tabii Macarlar da hemen atlar olaya.  Günümüze dek gelen  gulaş ın vazgeçilmez baharatı kabul edilen  kırmızı biber , yemeğe 18. yy'da eklenmeye başlar. Klasik "tencere gulaşı" ,  soğanla  kuşbaşı doğranmış sığır ya da koyun etinin yağda  kızartılmasıyla  yapılır. Bu yemeğe tamamlayıcı olarak,  sarımsak ,  kimyon ,  domates ,  yeşil biber  ve  patates  de konulur. Evde yapın, yiyin, yerken de mutlaka düşünün...

RABBİM CLEVELAND DEDİ!

Eski Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın eşi Ahsen Hanım 2009 da eşinin ameliyatı için istihareye yatmış ve kendisine Cleveland işaret edildiğini söylemişti. Ben de Rabbimizin bu tarz hizmetleri var madem, yararlanalım diye düşündüm.

ZAMAN YOLCULUĞU!

Olabilmesinin mümkün olduğunu düşünüyorum. Şöyleki bizim evrenizimin oluşum başlangıcından itibaren bu güne kadar olan zamanı alırsınız yıl * gün * saat * dakika * saniye * salise yaparsınız. Çıkan sonuç kadar bizim evrenimizden vardır. Ama bu bizim son halkada olmamız durumunda çıkacak olan sonuçtur ki biz son halkada değiliz. Yani bu sonuç bize geçmişe ne kadar gidebileceğimizi gösterir. Son halkada olmadığımızı da kader denen kelime bize açıklar. Kaderimiz aslında bizim bugünümüz değil gelecekteki biz'in geçmişidir.Biz gelecekteki "biz" in geçmişiyizdir. Dejavu da budur. Uyku esnasında o kadar yoğunlaşılır ki gelecekten görüntüler görülür fakat o görüntüler yaşanıncaya kadar hatırlanmaz. Ben bunu rüyamda daha önce yaşamıştım dersiniz ama aslında onu siz değil gelecekti siz çoktan yaşamıştır. Uzaylılar da aslında bizim gelecekteki halimizdir. Geleceğe Dönüş filminde olduğu gibi geçmişteki hallerini merak edip bir bakmak için geliyor olabilirler. Neden hep ABD'de gö...