İnsanda güzel duygular uyandıran bir kelime aslında. Zaten olumlu bir anlam içeren bu kelimeye güzel ön eki getirmenin pek bir manası yok bence. Güzel sanatlar nedir yani? güzel olmayan bir sanat var mı? ya da güzel olmayana sanat mı denir başka bir anlam mı yüklenmeli. Acaba bu konuda insanlık yeni bir kelime bulmada tembellik mi yaptı? Koskoca memlekette Güzel Sanatlar Fakültesi diye de bölüm var. Sanat akademisi de, Sanat fakültesi de ama nedir ağa bu güzel sanatlar? Onu da geçtim savaş sanatı nedir? savaşın nesi insanda pozitif duygular uyandırıyor yahu! O kadar insan ölsün, onlarca çocuk sersefil olsun, sen buna sanat de! has....r ordan! Yapılan bu zalimliği insanların beyninde yumuşatma, belki de kendi vicdanlarını rahatlatma adına sinsice düşünülmüş bir detay. Dövüş sanatı da farklı değil. Karşıdakinin ağzını burnunu kırınca sanatçı mı olur insan? Yoksa insan denir mi o varlığa? Sanat kelimesinin sinsi oyununa kanmamak gerekli.
Büyük bir tarihi ayıbı düzeltiyorum hemen. Hepimizin Macar mutfağından zannettiği gulaş çorbası esasında Osmanlı mutfağının icadıdır. Vakti zamanında bizimkiler Macaristan a sefere gittikleri sırada padişah askerlerini doyuracak ve besleyecek bir yemek yapılmasını emreder. Ustalar da bu leziz yemeği çıkarırlar. Tabii Macarlar da hemen atlar olaya. Günümüze dek gelen gulaş ın vazgeçilmez baharatı kabul edilen kırmızı biber , yemeğe 18. yy'da eklenmeye başlar. Klasik "tencere gulaşı" , soğanla kuşbaşı doğranmış sığır ya da koyun etinin yağda kızartılmasıyla yapılır. Bu yemeğe tamamlayıcı olarak, sarımsak , kimyon , domates , yeşil biber ve patates de konulur. Evde yapın, yiyin, yerken de mutlaka düşünün...
Yorumlar
Yorum Gönder