Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mayıs, 2010 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

MEMURİZM

T ürkiyede oldukça sık görülen bir hastalıktır. Genellikle aile büyüklerinden çocuklarına bulaşır. Ama beş parmağın beşide bir değil neticede bu hastalığa yakalanmayan bir kaç sivri çocuk da çıkabilir bu tür ailelerden. Hastalık genellikle piyasaya güven duymayan ebeveynlerden çocuklarına bulaşır ve böylece devam eder. Çocuklarda da kapağı bir devlet kurumuna atma isteği nükseder ve küçük beyinciklerine zehir bulaşır. Bundan sonra durum daha da vahimdir. Çocuğu bir çok zorlu sınav bekler, kpss, kpds, üds yesede yemesede çocuk bu çarka uyum sağlar. Bu noktadan sonra hemen her gün baktığı hatta açılış sayfası olarak ayarladığı web sitesi artık memurlar. nettir. Çocuk bu zorlu dönemi aştıktan sonra aldığı puanlara bakılmaksızın bir torpil sayesinde bir yere atanır. Sonrası ana babasından gördüğü, duyduğu ve kendisinden beklenen şeyleri yaparak geçer. Kendi ayakları üzerinde duramaz. Kendi başına karar alamaz. Sabah gider akşam çıkar. Bu hastalığın en önemli etkisi bireyin özgür, cesur kar

AÇILIŞ

DEVİR ELEKTRİKLİ ARABA DEVRİ

N eden birden bire elektrikli arabalar piyasaya sürülmeye başlandı. Devlet neden destekliyor bunu. Çevrecilik manyağı olmadığımız zaten aşikar. Öyle olsa kaldırım kenarlarına fidanlar dikip onları odundan çitlerle insanlardan korumaya çalışmazdık zaten. Demek ki bu durum farklı bir durum. Olaya daha başından başlamak lazım. Tee Rahmetli Özal'a kadar gider bu iş. Nasıl mı? Ahanda böyle; Treni kominizm simgesi olarak görüp ülkedeki tren yollarının gelişmesini durdurup, bununla birlikte sırf amerikan otomobillerinin satılması için yol yapımlarına ağırlık verdiler. Yollar yapıldı, otomobiller de geldi ama sürecek adam yok. Tutup ilkokul mezununa "dan!" diye ehliyet verdiler. Para yok! Kredi verdiler. Ne yapıp edip arabaları sattılar yani anlayacağınız. N oldu sonra, arabaları benzin istedi. Benzin sattılar, Petrol yani.Bu tezgah gayet güzel işledi taaki akıllı insanlar arabalara lpg taktırana kadar. Lpg daha ekonomik, daha çevreciydi ama ekonomik dengeleri biraz bozdu. Çünkü

ZAMAN YOLCULUĞU!

Olabilmesinin mümkün olduğunu düşünüyorum. Şöyleki bizim evrenizimin oluşum başlangıcından itibaren bu güne kadar olan zamanı alırsınız yıl * gün * saat * dakika * saniye * salise yaparsınız. Çıkan sonuç kadar bizim evrenimizden vardır. Ama bu bizim son halkada olmamız durumunda çıkacak olan sonuçtur ki biz son halkada değiliz. Yani bu sonuç bize geçmişe ne kadar gidebileceğimizi gösterir. Son halkada olmadığımızı da kader denen kelime bize açıklar. Kaderimiz aslında bizim bugünümüz değil gelecekteki biz'in geçmişidir.Biz gelecekteki "biz" in geçmişiyizdir. Dejavu da budur. Uyku esnasında o kadar yoğunlaşılır ki gelecekten görüntüler görülür fakat o görüntüler yaşanıncaya kadar hatırlanmaz. Ben bunu rüyamda daha önce yaşamıştım dersiniz ama aslında onu siz değil gelecekti siz çoktan yaşamıştır. Uzaylılar da aslında bizim gelecekteki halimizdir. Geleceğe Dönüş filminde olduğu gibi geçmişteki hallerini merak edip bir bakmak için geliyor olabilirler. Neden hep ABD'de gö

KÜÇÜKKEN DÜŞÜNÜRDÜM...I.

Küçüklüğüm hep deniz kıyısında geçtiği için dalgaları kıbrıstan bi yerden sabahları görevli birileri yapar sanırdım. Omuzumda kırt kırt sesler gelirdi, robot olduğumu düşünürdüm. Madem robotum neden bi taraflarım kanıyor diye de düşünürdüm. Hapşuracağım zaman duvara yaklaşır duvara doğru hapşururdum ki ağzımdan çıkan mikroplar duvara çarpıp ölsün diye.