Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2010 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

KORKUSUZ MÜTEŞEBBİS EL KİTABI

İ şletmeciliğe girişte aklınızda olması gerekenler nelerdir. Neler yapılmalı, nasıl bir yol izlemeli. Bilinmesi gerekenleri siz değerli girişimciler için yazıyorum. Bilin ve ona göre fizibilitenizi yapın.  Aklınızda güzel bir fikir var ve bunu hayata geçireceksiniz fakat bir takım şeyleri bilmediğiniz için belirsizliklerden kaynaklı korkularınız olacaktır. Büyük olasılıkla cebinizdeki para tek atımlık kurşun. Bunun için önce sağlam bir fizibilite yapmalısınız. Burada yapmanız gereken yer iş fikrinize bağlı olarak bir işletmeyi sıfırdan mı kuracaksınız, yoksa devir mi alacaksınız? Ortaklık mı yapacaksınız, tek mi olacaksınız. Ailenizin desteğini aldınız mı? Bu soruların cevaplarını da verdikten sonra sıra da dükkanı belirlemek var. Şayet bir işletmeyi devir alacaksanız avukattan sağlam bir devir sözleşmesi hazırlatıp karşılıklı imzalamanız faydanıza olacaktır. Çünkü devir alan kişi devredenin borçlarını da alıyor. ( yanlış hatırlamıyorsam 2 yıl boyunca ) Devir alacaksanız mutlaka bir a

TANK MAN

resim her şeyi anlatmıyor mu?

GULAŞ YOKTUR - KUL AŞI VARDIR!

Büyük bir tarihi ayıbı düzeltiyorum hemen. Hepimizin Macar mutfağından zannettiği gulaş çorbası esasında Osmanlı mutfağının icadıdır. Vakti zamanında bizimkiler Macaristan a sefere gittikleri sırada padişah askerlerini doyuracak ve besleyecek bir yemek yapılmasını emreder. Ustalar da bu leziz yemeği çıkarırlar. Tabii Macarlar da hemen atlar olaya.  Günümüze dek gelen  gulaş ın vazgeçilmez baharatı kabul edilen  kırmızı biber , yemeğe 18. yy'da eklenmeye başlar. Klasik "tencere gulaşı" ,  soğanla  kuşbaşı doğranmış sığır ya da koyun etinin yağda  kızartılmasıyla  yapılır. Bu yemeğe tamamlayıcı olarak,  sarımsak ,  kimyon ,  domates ,  yeşil biber  ve  patates  de konulur. Evde yapın, yiyin, yerken de mutlaka düşünün...

BANKALARDA NEDEN SIRA BEKLENİR!

İ stediğiniz banka kartına sahip olun, hesabınızda kallavi miktarda para olsun, bankaya gidince başkalarının sıraları çalınmadığı takdirde, muhakkak birileri bekler. Bu beklemenin sebebi bankadaki görevlilerin yavaş çalışan insanlar olmasından yada işlerini savsaklayarak yapmalarından kaynaklanmamaktadır. Merak ettim, aradım, buldum. Sizler için yazı-yorum!  Bankalardaki sıramatiklerden aldığımız numaralar ve işlemler bittiği zaman banka görevlisinin butona basmasıyla sıranın değişmesinden, çalışanların kişilere ne kadar süre ayırdığında kadar bir çok bilgi sağlanmış olan otomasyon sayesinde merkeze bildiriliyor. Merkez bu bilgiler ışığında o şubedeki personelin müşterilere yeterli olup olmadığını hesaplıyor ve gerekli görürse eleman çıkarıyor yada yeni eleman gönderiyor. Yani çalışanlar çok iyi biliyorlar ki hızlı çalışırlarsa şayet içlerinden birilerinin ipi çekilecek. Bundan dolayıdır ki elemanlar belirli bir hızla çalışmak zorunda kalıyorlar. Olan da her zaman olduğu gibi parası a

EN LEZZETLİ SUFLE İÇİN,

A lın size adım adım sufle tarifi, Bir yumurtadan 1 kişilik çıkar ordan hesaplarsınız. Bu tarif heralde 10-12 kişi için uygundur. 500 gr tereyagı erit, 500 gr bitter çikolata ilave et Çırp ikisini... 150 gr un ekle Yarım paket vanilya ekle karıstır hepsini... Ayrı bi tencerede, 10 bütün yumurta, 10 yumurta sarısı, 250 gr şeker, üçünü kısık ateşte çırp diger karışıma ekle.. Folyo kalıplarını yağla, doldur içini malzemeyle.. Isıtılmış fırında 200 derecede 8-10 dk ısıt.. Folyo kek kalıpları ufak olsun öle sütlaç kabı gibi olmasın emi! Sonra yayılıo sufle.. Piştikten sonra ters Çeviriosun servis tabağına..Üstüne çok az pudra şekeri...Öle bembeyaz olmasın bayıyo sonra.. Yanında kaymaklı dondurma olabilir.. NOT : Uzun süre bekletince donar, taş gibi kek olur. Bekletmeyin.

SLOW FOOD - YAVAŞ YEMEK NEDİR?

1986 yılında Mc Donald's fast-food zinciri İtalya'da ilk şubesini açar. Mekan olarak da başkent Roma'nın en meşhur yerlerinden biri olan İspanyol merdivenlerine bakan bir dükkan seçer. Mc Donald's'tan burgerini kolasını kapan soluğu 17'nci yüzyıldan kalma tarihi basamaklarda alır. İtalyan gazeteci Carlo Petrini, fast food ve bu mimari şaheserin yarattığı zıtlığı içine sindiremez. Fast fooda inat, slow food , yani yavaş yemek akımını başlatır. Amaç fast foodun sunduğu üniforma tatlara karşı geleneksel lezzetleri korumak, yerel lezzetleri teşvik etmektir.

ANGARA

İSRAİL

İsrail bir tuhaf adamdır, üç kuruş için hesap sorandır Uyanık geçinir amma yalandır, tüm mal varlığı cebinde olandır Ortadoğuyu 6 senede bitirmiş, cin gibi çocuk bizim israil Neden bu kadar acele etmiş, aklını seveyim lan israil lan israil lan israil İsrail Tak tak vurarak israil Füzeleri atarak israil Adresim aynı israil Posta kodum da aynı yavrum Kel başa şimşir tarak, bu ayakları artık bırak Ne işin var ki gazzede yanında bir kız sarımtrak Ayranın yok içmeye, atla gidersin çeşmeye Bu ne perhiz, what is this Aman israil, can touch this Hafif piskopattır kendileri, buna enayilik de dahil Kızma amcası, daha çok cahil İsrail Kırdığın potlar bini aştı, bak yanlışsın herkes kaçtı İsrail de buna şaştı, aklını seveyim lan israil Lan israil, atlı mısın, yavrum bağdatlı mısın Herkes zeka yaşını sorar, lan sen bu kadar şaşkın mısın Ulan israil, ulan israil,ulan israil,ulan israil,ulan israil

MEMURİZM

T ürkiyede oldukça sık görülen bir hastalıktır. Genellikle aile büyüklerinden çocuklarına bulaşır. Ama beş parmağın beşide bir değil neticede bu hastalığa yakalanmayan bir kaç sivri çocuk da çıkabilir bu tür ailelerden. Hastalık genellikle piyasaya güven duymayan ebeveynlerden çocuklarına bulaşır ve böylece devam eder. Çocuklarda da kapağı bir devlet kurumuna atma isteği nükseder ve küçük beyinciklerine zehir bulaşır. Bundan sonra durum daha da vahimdir. Çocuğu bir çok zorlu sınav bekler, kpss, kpds, üds yesede yemesede çocuk bu çarka uyum sağlar. Bu noktadan sonra hemen her gün baktığı hatta açılış sayfası olarak ayarladığı web sitesi artık memurlar. nettir. Çocuk bu zorlu dönemi aştıktan sonra aldığı puanlara bakılmaksızın bir torpil sayesinde bir yere atanır. Sonrası ana babasından gördüğü, duyduğu ve kendisinden beklenen şeyleri yaparak geçer. Kendi ayakları üzerinde duramaz. Kendi başına karar alamaz. Sabah gider akşam çıkar. Bu hastalığın en önemli etkisi bireyin özgür, cesur kar

AÇILIŞ

DEVİR ELEKTRİKLİ ARABA DEVRİ

N eden birden bire elektrikli arabalar piyasaya sürülmeye başlandı. Devlet neden destekliyor bunu. Çevrecilik manyağı olmadığımız zaten aşikar. Öyle olsa kaldırım kenarlarına fidanlar dikip onları odundan çitlerle insanlardan korumaya çalışmazdık zaten. Demek ki bu durum farklı bir durum. Olaya daha başından başlamak lazım. Tee Rahmetli Özal'a kadar gider bu iş. Nasıl mı? Ahanda böyle; Treni kominizm simgesi olarak görüp ülkedeki tren yollarının gelişmesini durdurup, bununla birlikte sırf amerikan otomobillerinin satılması için yol yapımlarına ağırlık verdiler. Yollar yapıldı, otomobiller de geldi ama sürecek adam yok. Tutup ilkokul mezununa "dan!" diye ehliyet verdiler. Para yok! Kredi verdiler. Ne yapıp edip arabaları sattılar yani anlayacağınız. N oldu sonra, arabaları benzin istedi. Benzin sattılar, Petrol yani.Bu tezgah gayet güzel işledi taaki akıllı insanlar arabalara lpg taktırana kadar. Lpg daha ekonomik, daha çevreciydi ama ekonomik dengeleri biraz bozdu. Çünkü

ZAMAN YOLCULUĞU!

Olabilmesinin mümkün olduğunu düşünüyorum. Şöyleki bizim evrenizimin oluşum başlangıcından itibaren bu güne kadar olan zamanı alırsınız yıl * gün * saat * dakika * saniye * salise yaparsınız. Çıkan sonuç kadar bizim evrenimizden vardır. Ama bu bizim son halkada olmamız durumunda çıkacak olan sonuçtur ki biz son halkada değiliz. Yani bu sonuç bize geçmişe ne kadar gidebileceğimizi gösterir. Son halkada olmadığımızı da kader denen kelime bize açıklar. Kaderimiz aslında bizim bugünümüz değil gelecekteki biz'in geçmişidir.Biz gelecekteki "biz" in geçmişiyizdir. Dejavu da budur. Uyku esnasında o kadar yoğunlaşılır ki gelecekten görüntüler görülür fakat o görüntüler yaşanıncaya kadar hatırlanmaz. Ben bunu rüyamda daha önce yaşamıştım dersiniz ama aslında onu siz değil gelecekti siz çoktan yaşamıştır. Uzaylılar da aslında bizim gelecekteki halimizdir. Geleceğe Dönüş filminde olduğu gibi geçmişteki hallerini merak edip bir bakmak için geliyor olabilirler. Neden hep ABD'de gö

KÜÇÜKKEN DÜŞÜNÜRDÜM...I.

Küçüklüğüm hep deniz kıyısında geçtiği için dalgaları kıbrıstan bi yerden sabahları görevli birileri yapar sanırdım. Omuzumda kırt kırt sesler gelirdi, robot olduğumu düşünürdüm. Madem robotum neden bi taraflarım kanıyor diye de düşünürdüm. Hapşuracağım zaman duvara yaklaşır duvara doğru hapşururdum ki ağzımdan çıkan mikroplar duvara çarpıp ölsün diye.

Seninle Olmak Demek...

Seninle olmak demek, Günde 54 kere elleri yıkamak demek, Sürekli temiz kıyafetler giymek, Hijen manyağı olmak demek. Seninle olmak demek, Antalya Ankara yollarını özümsemek, Otobüslerin hareket saatlerini ezberlemek demek. İki haftadan fazla ayrı kaldınmı kafayı yemeğe başlamak demek. Seninle olmak demek, Kapkaranlık şehirdeki ışığa ulaşmak, Koca bir ordudan daha güçlü olmak demek. Seninle olmak demek, Elma yanaklardan öpmek, Ankara'nın o soğuğuna rağmen sımsıcak olmak demek. Seninle olmak demek, Her şeyi unutmak, Mutlu olmak demek. Geleceğe dair sürekli plan yapmak demek. Seninle olmak demek, Seni çok sevmek, Seni daha da çok sevmek demek...